17 Kasım 2006

sulu kestane

kestane yapayım dedim. pişmemişler. halbuki kabukları gayet ayrılmış gözüküyordu. sonra kızdım, tekrar koydum tavaya. ocağın altını da iyice açtım. bu sefer tam olarak "kebap" oldular. sonra anladım ki aslında kestane kötüymüş.

bir de çok az su içtiğimi fark ettim. günde iki bardak ya içiyorumdur ya içmiyorumdur. çay may işte. zaten saçma geliyor bana, bilmem şu kadar litre su içmek. ihtiyacımız olsa vücudumuz söyler herhalde diyorum. söylemez mi yoksa?

2 yorum:

Adsız dedi ki...

vücudun söylediğine değil kalbin soylediğine bakmalı insan... vücut soylemeyebilir, yalan da soyleyebilir...
saatte bir sigara yak diyen bünye, bazen ben gidiyorum bile demeybilir. temkinli olmakta yarar var,
su gibi aziz ol,
kestaneden kebap olsun hayatın.

kafcamus dedi ki...

ben gitanes içerim ya hani, itiraf edeyim geçen hayatımda ilk defa normal sigara aldım: bir paket camel. fena değil tadı diğer sigaralara göre. ama yine geçen Kerem bey kardeşim chesterfield verdi o sanki daha iyi gibi camel'den bilemedim (turkish bilmem ne olanıymış). yine de gitanes alemde tektir, bunu bilir bunu söylerim.

senin de su getirenlerin çok olsun madem.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...