31 Mart 2009

amores perros

inarritu'nun daha sonra sürekli aynı filmi çekiyormuş gibi olmasını bir yana bırakalım, "amores perros" kesinlikle seyrettiğim en nefis filmler içinde yer alır. control machete'in ely guerra'yla söylediği "de perros amores" de "bir müzik bir filme bu kadar mı yakışır" dediğimiz bir parçadır. nitekim filmin fragmanında da onu kullanmış vakti zamanında.

neden sonra aklıma geldi, bir yerlerden buldum indirdim, bir zamandır da dinleyip duruyorum. yıllar önce kaybettiğim bir arkadaşı bulmuş gibiyim.

26 Mart 2009

muhsin ne demek?

bedrettin cömert kim biliyor musunuz? bilin.

piyangotepe'nin nerede olduğunu? bilin.

"abdullah" serbest kalmazsa patlatılacak 150 bombadan birinin konduğu demirtepe köprüsünü herkes bilmez ankaralılar bilir belki de, ama abdullah'ın kim olduğunu bilin.

2 Temmuz 1993'te ne olmuştu hatırlarsınız diye umalım ama ondan çok önce 4 Eylül 1978'de ne olmuştu onu da bilin.

muhsin'in ne demek olduğunu öğrenmek için sözlüğe bakarsınız ama eliniz değmişken şunu da okuyuverin.

19 Mart 2009

ferfecir

sana ne hissettiriyor, ne duyuyorsun, ne anlıyorsun... üstelik tam tersi sorulara verilecek yanıtlar da (ne hissettirmiyor, ne duymuyorsun, ne anlamıyorsun...) yine aradığımız şeyin ne olduğuna dair bir şeyler söylemeye muktedir. ki dikkat, bu, ters sorudan da aradığına ulaşmak, her zaman/her konuda mümkün değildir.

müzik meselesi derin elbette ama ne kadar zaman sonra dinlediğim metin-kemal kahraman'ın ferfecir'i sadece "bir yudum insan"dan başka şeyler de uyandırıyor içimde burası kesin.

11 Mart 2009

12, 18, 23, 36, 43, 45


50-55 milyon gibi bir rakam var hayatımızda bir süredir. süper loto'nun bu hafta 6'yı bilen olursa vereceği para bu. para bizi bozar mı, bozmaz mı tartışmasına girebiliriz de gerek yok; para çıkarsa konuşuruz onu. ama çıkarsa zaten planımız, programımız belli az çok.

elemanın biri geçen haftaki çekiliş için "numaraları veriyorum alın" demiş, sahiden de onlar çıkmış ama oynamamış ya kuponu, ben de o hesap bu haftanın numaralarını veriyorum işte. para çıkarsa bölüşelim diye...

06 Mart 2009

tiksinti

bu memleketin çoğunluğunun bazı insanlarına, ucundan kıyısından da olsa bir şekliyle senden olanlara, sana yaptıklarını kat'a unutmamak, hep hatırlamak, o tezgahların içinde olanları kayıttan düşmek gerektiğini; uzlaşmaydı, hoşgörüydü, sevgiydi, empatiydi, acımaydı, entellikti, boktu püsürdü hepsini bir yana bırakmak gerektiğini; bize yapılanları asla unutmamak gerektiğini unutmamak gerek. unuttuğun zamanlarda ahmet kaya dinleyeceksin!

04 Mart 2009

"bayrakları göndere çeken çocuklar..."

bindiğim arabalar içinde en çok mitsubishi galant'ın ('88 falan olmalı) iki koltuğunun arasına oturmayı sevdim ben; iki bacağımı iki koltuğun arasına sokup çoğu zaman kafamı direksiyondaki pederimin koltuğuna yaslayıp yolu seyrederdim. en çok gece yolda olmayı severdim o arabayla; arada sırada karşıdan gelen arabaların farları, hep arabanın altında kayboluşlarını seyrettiğim asfalt çizgileri, uzaklardan görülen şehirlerin, köylerin ışıkları, "şuraya şu kadar kilometre var" diyen levhalar... koyu yeşil bir arabaydı.

halbuki babam o kadar sevmez ahmet kaya'yı ama o arabada ahmet kaya'nın "iyimser bir gül: adı bahtiyar" kaseti çok çaldı. pek severdim, hala da en iyi albümüdür diyebilirim gönül rahatlığıyla. "kardelenler açınca" -o zaman adını bilmezdim- başlayınca çok acayip hissederdim kendimi. o girişteki şiir hiçbir yere gitmedi aklımdan bunca zamandır ("bayrakları göndere çeken çocuklar" deyişi, "bir gelin parmağıyla deşer rahmini" deyişi, "satarsın ulan satarsınnn" deyişi). şarkının kendisi de ayrıca şahanedir zaten. şiir orhan kotan'ınmış, şarkının sözleri yusuf hayaloğlu'nun, müzik ahmet kaya. özel bir ilgim olduğu söylenemez hayaloğlu'na ama işte öldü ya, bu da bir nevi o yeşil mitsubishi galant'a, o küçükken geçtiğimiz yollara saygı duruşu olsun.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...