28 Eylül 2009

john cazale

birisi gelse "john cazale hayranıyım" dese, "kim?" derim. "oyuncu yahu" dese, "ne oyuncusu?" derim. "büyük oyuncu, önemli oyuncu" dese, "hade len" derim. yapacağım budur.

dünyanın aslında bizim farkında olmadığımız bir takım, tırnak içinde yazıyorum, "küçük" adamların sırtında güzelleştiğini anlamak için biraz merak gerekiyor herhalde. dün deer hunterın o sıkıcı ötesi 60 dakikasına ancak katlanıp yattığımda cazale'ye dair bildiğim sadece görüp durduğum suretiydi. oysa bugün, sadece beş film sürmüş kariyerinde oynadığı beş filmin de oscar adayı olduğunu (üçünün kazandığını); ölümünden 12 yıl sonra yayınlanan altıncısının da yine oscarlık olduğunu; meryl streep'in nişanlısı olduğunu; tam da deer hunter'ın çekimlerinden sonra kemik kanserinden öldüğünü; al pacino'nun kankası olduğunu biliyorum. kendimi daha iyi hissediyorum. böyle "küçük" şeyleri bilmenin hayatta pek bi boka yaramadığını ama en azından dünyanın seyri hakkında kafamda bir şeyler çaktırdığını düşünüp seviniyorum. john cazale'yi seviyorum.

bu yazı resimsiz olmaz belki ama bilerek, isteyerek koymuyorum cazale'nin resmini. onun yerine murray abraham var. şahane salierimiz, "oscar alıp hala metroya binen ama tanınmayan tek oyuncu benim herhalde" derken onu da biraz daha sevmemizin kapısını ardına kadar açıyor.


ps.
* cazale'yi merak edenlere gitsin.

16 Eylül 2009

kanlı testere


hukuk fakültesinin en şık yanlarından birisinin "adli tıp" dersi olduğunu düşünmem benim psikopatlığımdan kaynaklanabilir, itiraz etmem. lezyonlar, morluklar, izler, çürüme, kesici-delici alet yaraları, asfiksi, av tüfeğiyle dağıtılmış beyinler, barut izleri, köpürmüş akciğerler. hem teori hem renkli resimlerle pratik (hatta otopsiye girme imkanı da vardır da ben derse devam etmediğimden kaçırmıştım fırsatı. fakat sonradan Baturay'ın anlattığı "kafayı böyle testereyle kesiyorlar abi" sözleri o kadar da acayip gelmemişti). hasılı midesi dayanmayanın kaldırması zor bir derstir adli tıp ama hukukun soğukluğunun da ayrılmaz parçasıdır işte.

"hukuk şudur budur" meselesine girmeyelim, zamanında giren girmiş:
"...Ama bizim burjuva mülkiyeti kaldırma niyetimizi kendi burjuva özgürlük, kültür, hukuk, vb. anlayışlarınızın kıstasına vurduğunuz sürece, bizimle dalaşmayı bırakınız. Bizzat kendi düşünceleriniz, kendi burjuva üretim ve burjuva mülkiyet koşullarınızın ürününden başka bir şey değildir, nasıl ki, hukukunuz, sınıfınızın herkes için bir yasa haline getirilmiş iradesinden, esas karakteri ve doğrultusu sınıfınızın varlığının iktisadi koşulları tarafından belirlenen bir iradesinden başka bir şey değilse..."

17 yaşındaki çocukların nasıl adam doğradıklarını ("bir bebekten bir katil yaratmak"), suyun arkasında ölülerinin peşinde koşanların mallarını yağmalamak için başka diyarlardan özel araba tutup yağmaya girişenleri her zaman konuşmak gerekir ama...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...