09 Temmuz 2010
hayalet meslek
biraz iş konuşalım... "mağazamız görünür-görünmez güvenlik sistemleriyle korunmaktadır"... bu acayip uyarı levhasından payımıza düşen kısım görünür-görünmezlik. ya da daha şık bir tanımlamayla "hayalet meslek": kimse seni görmez, çoğu kişi sana inanmaz, görenler ürker (yeni Dostoyevski olduğunu iddia edenlerin hayallerini yıkmak kolay iş değildir), "nerden çıktı bu yaa" der ama iş işte...
editörlük bir zanaat; ustanın yanında öğrenmek gerekir, mesai harcamak gerekir, çalışmak gerekir, disiplin gerekir, el ustalığı gerekir. öğrenmek sadece görmekle olmaz, hissetmek farzdır; mesai harcamak, çalışmak sadece önüne gelen metinle olmaz dünyayla teşrik-i mesaide bulunmak şarttır; disiplin sadece dışta olmaz, içte de obsesif kompulsif bozukluk düzeyine erişmek olmazsa olmazlardandır; el ustalığı sadece "şu kelime böyle yazılıyor"u bilmekle olmaz, misal bir paragrafı nereden nereye taşırsan daha anlamlı olacağını hissetmek zaruridir.
bütün bunları yapmak da yetmez, birtakım şişkin yazar egolarıyla baş edebilmek için tam olarak terbiye edilmiş bir ego, diplomatik ilişkinin kitabını yeniden yazmak da gerekir. üstelik afiş kavgasında yerinin olmayacağını bilerek: istediğin kadar cümle düzelt, redaksiyon, tashih yap kitabı yazar yazmıştır, sen değil! hayaletsin sen hayalet kalacaksın.
yayınevine staja gelenlere önce şunu okuturuz: "Editör Kimdir, Eserleri Nelerdir?" okuduklarından ne anlarlar orası muamma tabii ama işte bilhassa kitap okumayı seven, kitapları en azından sevdiğini sanan, "editör olcam bennn" diye ortalıkta dolaşan, bunu bir marka değeri olarak kullanma hevesindeki genç arkadaşların hayallerindeki havalı mesleğin içi epey karmaşıktır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
editörlük 101'de bir de şu vardır okunabilecek:
http://cemakas2.brinkster.net/06agus02.htm
bunu görmemiştim, pek güzel oldu. teşekkür ediyoruz.
Yorum Gönder