insanın kendi kanını tanıması her durumda tuhaf. bıçağın eline giriverişi... kısa süreli bir yanma hissi... "hasssiktir" diyorsun ama çelik tam derinin altına girdiğinde mi, girdiğini algıladığında mı çok belli değil. sonra bakıyorsun, bir topak kan; üstelik arkası geliyor. usul usul öyle bir süzülüyor ki seyretmekten kendini alamıyorsun. elini yıkayınca aslında bi halt olmadığını da görüyorsun, küçücük bi kesik işte. ama insanın kendi kanıyla ilişki kurması tuhaf işte.
11 yorum:
kafcamus'yü okurken başıma gelenler diye bir dizi başlatacağım sanırım, sizin blok gitgide spiritüel bir boyut kazanıyor valla. şu an iki sekme açık penceremde yahoo ve siz. "fonda requiem" okundu, algı tabii denildi, yani beynin bıçağın deriye girdiğini algılamasıyla eylemin gerçekleştiği süre aralığı yüzde bir gülümsemeye yol açtı, yahoo'ya tıklandı, tekrar size dönmek istendiğinde ise eskiden bisikletlere takılan pompalı klaksonlarlar vardır ya onlar duyuldu ardından da bir erkek sesi... pencereden falan gelmiyor, tamamen bilgisayardan çıkan bir ses, bu bir blok hizmeti mi diye tekrar tekrar yaptık aynı hareketleri bir şey olmuyor. gece, ekrandan bıçak tutan bir elin uzanıp boğazıma sarılmasını bekliyorum artık. yani ne alkol ne başka şey... fesupanallah!!
c.
bu saat oldu, bıçak bekliyorduk, meğer flickr'in marifetiymiş!
c.
c.,
kafcamus mistizminden bir anda uzaklaşmış gördüm sizi! ben uyarayım da...
Kendine 3-5 tane yatak bulup oralardan süzülüyor bazen. Kanın akışını izlemek, Kara Kitap okumak gibi geliyor bana. Rahatsız oluyorsun, ama devam etmekten kendini alamıyorsun.
Demek artık sizin de elinizde bir hayat çizginiz var, Bay Corto..
öncesini kaçıranlar için şimdiye kadar çıkmış kısmın özeti olsun:
"Corto'nun falına bakan annesinin bir arkadaşı, gencin avucunda hayat çizgisi olmadığını görür. Bunu duyan genç Corto, sükunetle gider babasının usturasını alır, avucunu açar ve tek hamlede kendine güzel bir hayat çizgisi 'yapar'!"
kıymetli libro de trabajo,
avucunun içine ustura vurmak her babayiğidin harcı değil tabe... Corto olmak lazım...
"kanından damla görmeden farkındasın..."
pek kıymetli disconnectus erectus,
anlayacağınız dilden konuşayım:
"kim gerçekten bakabilmiş ki içine..."
ben başlığa takıldım be abicim... bir damla kan için fonda requem (ağıt) diye yazıyorsan canın çok tatlıymış valla:)
muhterem onaltıkırkaltı,
"gerçek bir olaydan alınmıştır" yahu. sahiden requiem çalıyordu olay gerçekleştiğinde. canımız da tatlıdır o ayrı...
:) hayatın birgün film şeridi gibi gözlerinin önünden geçerse soundtrack sağlam olacak desene :)
Yorum Gönder