ben bir zaman Kafka'nın Aforizmalar'ını okuyup duruyordum kutsal kitap gibi. hayatta sorulabilecek hemen her sorunun cevabının bir orada bir de futbolda olduğuna inananırım hâlâ. Aforizmalar'ı tekrar ortalığa çıkarmak gerek...
ben küçükken şövalyeli filmleri, kovboylu filmlere tercih ederdim her zaman. artık kılıç dövüşü sahneli film oynuyor mu ki televizyonda? ama insan bazen kendini çekilmiş kılıçların karşısında bulabiliyor. "angar"! ("en garde" yani "koru kendini". "saldırıyorum"un delikanlıca bir hale bürünmüş şekli...)
ve insan bir gün şunu kavrayıverir: denizaltı görmek için deniz kenarında bir kentte yaşamak şarttır.
12 yorum:
Kafka'nın Aforizmalarını hiç okumadım. Çok merak ettim...
a.a.
derhal edinin kıymetli a.a. pişman olmayacağınız garanti. milena'dan sonra iyi gider zaten. alın size tadımlık bir şeyler...
"Doğru yol gergin bir ip boyunca gider; yükseğe değil de, hemen yerin üzerine gerilmiştir bu ip. Üzerinde yürünmek değil de, insanı çelmelemek içindir sanki."
"Belirli bir noktadan sonra geri dönüş yoktur. Bu noktaya da erişmek gerekir."
"Bir elmanın birbirinden farklı görünüşleri olabilir: Masanın üstündeki elmayı bir an olasun görebilmek için boynunu uzatan çocuğun görüşü ve bir de, elmayı alıp yanındaki arkadaşına rahatça veren evin efendisinin görüşü."
"Dünyayla arandaki savaşta, dünyanın yanında ol."
Sevgili Kafcamus,
Yazdıklarınızı tıpkı o çocuğun elmayı bir an olsun görebilmek için uzandığı sırada duyduğu heyacanla okuyorum ve onun hazzıyla basıyorum tabanlarımın üstüne. Merakla bekliyorum ardından gelecekleri...
Ama elmaya uzaktan bakmak, kırmızılığıyla büyülenmek, iştahla ulaşılmazlığını seyretmek ondan kocaman bir ısırık almaktan iyi geldi bana hep.
Hayatın adaletsizliği de burada ortaya çıkıyor. Senin hayranlıkla izlediğin elmayı biri hoyratlıkla alıp götürüyor.
Ama Kafka'nın da pek isabetli olarak buyurduğu gibi belirli bir noktadan sonra dönüş yok, o noktaya eriştikten sonra.
Siz yazacaksınız, biz bekleyeceğiz.
Uzanıp gördükçe, boyumuz yettiğince bakıp, o anların tadını çıkaracağız.
Tren yolculuklarını da bu yüzden severim. Pencereden an an görürsün manzarayı... Uzun uzun seyredecek vakit yoktur... Ama hepsi kalır aklında. Daha bir unutulmaz olur.
Velhasılı teşekkür ederiz efendim... Yeni birşey yazmışsınız, izninizle onu okuyacağım.
a.a.
a.a.,
bilirsiniz insan hayatını bazen elmanın da bizi sevmeye sağlamasını çalışmakla geçirir. halbuki yine bilirsiniz, "bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte".
ama tabii maneviyat denizinin gelgitli olduğunu, fırtınaya açıklığını da unutmamak gerek.
hem dünya küçük, belki bir tren yolculuğunda aynı manzarayı görmüşlüğümüz de vardır...
Hangimiz uğraşmadık ki elma bizi sevsin diye... Ayrıca şahsen ben severim uğraşmayı
a.a.
Şöyle 2 ekleme yapayım beğendiklerimden:
"Düz bir yolda yürüyor olsaydın, tüm ilerleme isteğine rağmen hala gerisin geriye gitseydin, o zaman bu çaresiz bir durum olurdu; ama sen dik, senin de aşağıdan gördüğün gibi dik bir yamacı tırmandığına göre, adımlarının geriye doğru kayması, bulunduğun yerin durumundan ileri gelebilir, o zaman da umutsuzluğa kapılmana gerek yoktur."
(Sisifosu mutlu tasavvur etmeli. ile bağdaştırırım hep bunu.)
"Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur."
(Bu da, o dik yamacın tepesini hatırlatır.)
f.c. mirim,
"düz bir yol" zaten tam da sisifos'un yorum kısmında mevcut:)
ikincisi de Kafka muhteremin korkularının güzel bir özeti gibi aslında.
Zaten o yüzden ilkine direk "bağdaştırmak." yazdım mirim.
Lakin 2-3 kitap dışında Kafka okumuşluğum olmadığından ikincisine "çağrıştırmak." yazdım. Şimdi "korkular"ı biraz açmanızı isteyeceğim sizden..
değerli f.c.,
korkuları nasıl açsam ne kadar açabilirim ki? bana kalırsa misal esaslı korkusu insandandır. yine de buna dair kendinizin bir yargıya varmasını isterim. o 2-3'ün içinde Dava, Kayıp, Şato var mıdır bilmiyorum ama olsun derim... bunların üstüne Babama Mektup'u da çektiniz mi, çemberi tamamlarsınız. Milena'ya Mektuplar zaten sağlama verecektir...
Cezalılar Kolonisi, Değişim, Aforizmalar.
Bu üçü var. Diğerlerini de edinirim. Hele de böyle bir merak aşılanmışken. Nasıl olsa önümde 1, bilemedin 50 sene daha var.
okuma listenizde naçizane katkımız varsa mutlu oluruz tabii.
Yorum Gönder