günün anlam ve önemine dair konuşmak her zaman önemlidir. benim hayatta sosyalizmle ilk doğrudan temasım 1986'da oldu. hem de bu günlerde işte. 23 nisan'da bizim okula gelen Sovyet çocuklarından biri de, Sergei Banisav, babası politbürodaymış, bizim misafirimizdi. o koskoca 17 yaşında adam ben 8 yaşında bir velet. Sergei giderken ağladım diye hatırlıyorum. bir de kutu kutu sakız götürmesini, rambo seyredişimizi, breakdance yapışını, bir sürü giyim-kuşam istemesini, kız arkadaşı Lena'yı...
Kafkagillerle ilk temasım 87'de oldu: Stephan geldi, o zaman Çekoslavakya da vardı hala. onunla yaşıt olduğumuzdan belki pek eğlenmiştik. pek de terbiyeli, görmüş geçirmiş bir çocuktu. babası senfoni orkestrasında kemancıydı. sonra kendisi de klarnetçi oldu. çok uzun zaman kırık dökük almancamızla yazıştık. bir 7-8 sene var ki, haber yok. en son Japonya'ya turneye gidiyorum diye caz grubuyla artistik bi fotoğrafını göndermişti. yine de günün birinde za navsi 14, praha'ya gideceğime; kapıyı çalıp Stephan'ı soracağıma inanıyorum.
sonraki yıllarda gelen Finli Tomi'yle, Endonezyalı Sulistiyanto biraderin elemanlarıydı. yine de onlarla da maceralarımız oldu tabii.
hasılı hayatta 23 nisanları böyle yaşayan çocuklar da var işte...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder