hayatımızın ucundan kıyısından, esasen içinden amma çok insan geçiyor. kimi dokunuyor, kimi şöyle bir arkadaşa bakıp çıkıyor, kimi yerleşiyor... bazıları, kısa da kalsa silinmez izler bırakıyor; bazısı uzun oturmasına rağmen kalktığında koltukta kıçının izi bile kalmıyor. şu kendisi gidiyor, bu dönüp dolaşıp karşımıza çıkıyor, onu biz eliyoruz. birinin ikisinin, daha fazlasının değil, arkasından "gitme" dedim; daha çoğuna aldırmadım. "gitme" dediklerime, belki de içimden dediğimden, sesimi duyuramadığım oldu ya da belki de bilerek duymadılar. onlar geri gelsin istedim ama aldırmadıklarımdan "dönmek" isteyenler oldu, sallamadım.
sokakta, orada burada gördüğümüz yüzlerin sayısı pek çoktur. tekrar tekrar gördüklerimiz de vardır mutlaka ama insan işte teğet geçer çoğu zaman birbirine...
8 yorum:
Teğet geçenler hep akılda kalırlar nedense..bir daha teğet geçse aynı anlamda kalırmıydı..kimbilir...
bazen uzun zaman önce çok yakın olduğum ama o uzun zaman zarfında hiçir bağlantım kalmayan insanları görüyorum yolda ve selam bile vermiyorum... kendimi suçlu hissediyorum galiba ve buraya yazarak günah çıkarıyormuş gibi hissttim bir an :)
sevgili hly,
teğet dediğinizin olayı, "ulannn acaba???"dır zaten ya, sanırım ondan akılda kalırlar.
muhterem z/oz,
pederiniz "'günahtan uzak iman kemale eremez' demişler", desin rahat edin...
güzel bir yazı güzel bir anlatım ama fotoğrafı merak ettim gerçekten çok güzel bir resim ve yazıyla da süper uyumlu olmuş... içeriğe gelirsek ki gelmeyelim derim benim ekleyebileceğim tek şey; bir gün gelir biri gelir ve gider ama öyle bir gelip gitmedir ki bu giderken aklını da götürür ve ondan sonradır ki ne yanından geçene, ne arkadaş diye seni seçene, ne ilgilenmeyip gidene hiçbir şeye aldırış etmeden hayatın hep o ilk gidenin geleceği günü beklemekle geçer... fazla derinlere dalmama neden olan kalp burkucu yazını ve anlatımını gerçekten beğendim ellerine sağlık çok özgün bir tarz yakalamışsın... devamını bekleriz artık...
muhterem onaltı,
güzel sözleriniz için teşekkür edelim tabii.
resmi şuradan bulduğumuzu da ekleyelim:
http://www.flickr.com/photos/foto_buff/51479749/
Uzun kalıp silinmez izler bırakanlar var bir de. Onlar da güzel. Onları da koruyup yaşatmak lazım.
Büyük şehirde yaşamak biraz, biraz ahir zamanın ayırıcı tanısı. Kötü fakat, ziyadesiyle. Sonra bu öyle bir yapışıyor ki aksi durumda insan suç işlemiş sanıyor kendisin "ulan fazla mı yüz verdim" diye iletiştiği için. Oysa iletişmek lazım. Lazım belki yanlış kelime oldu ama ilk akla geleni işte=)
Yorum Gönder