17 Ağustos 2010

düşmanını tanı-1

herkes ertuğrul özkök'e yüklenirken çoğu zaman aradan sıyrılan oktay ekşi, 88'den beri hürriyet'in başyazarı, bir de basın konseyi başkanı. 25 metreden yumurtayı indirir, bunu da aklımızda tutalım tabii...


"dahası, türkiye'de bir kürt azınlık mevcut değil. mevcut olan, kürt olarak bilinen bir etnik gruptan geldiklerini kabul eden ya da düşünen kimi türkler." hürriyet, 28 ocak 1988




-------
yeni seri notu: "bin o uçağa" serisi (1, 2, 3) tıkandı demeyelim ama çok fazla ilgilenemediğimden ya da sonra yazarım deyip üzerinden vakit geçtiğinden epey rötar yaptı. hal böyleyken yeni bir seriye başlamak manalı olmayabilir ama sabah tramvayda gelirken cümleyi okuyunca dayanamadım; fikir de kendini dayattı.

"düşmanını tanı" serisi vakti zamanında kim ne yumurtlamış onu esas alacak. malzeme sıkıntısı çıkmaz orası kesin. malum memleketimiz konuşanın bol olduğu, hafızanın ise neredeyse hiç olmadığı bir yer. "düşmanını tanı" adına gelince, kimin neden düşman olduğunu herkes kendi meşrebince anlar zaten. sevgi, hoşgörü gibi postmodern zırvalar şahsen inandığım şeyler değildir netekim.

08 Ağustos 2010

tatilde "homo ludens"

"huizinga"... kafamda başka şey yok. "huizinga"... hatırlamaya çalışıyorum, yok, "neydi bu?". "huizinga"... bir isim ama kimin ismi? "huizinga"... nereden biliyorum? "huizinga"... uyanık uyanık görülen bir kabus.

bu, çok sonra bir kere de, yataktan kalktığımda aklım bana sadece "el medinetül fazıla" deyip, başka şey demezken oldu. uykudan uyanınca kafasının çalışmaya başladığını hisseder ya insan, işte tam o anda insanın aklına saplanıp kalan bir şeyler.


günlerce "kimdi bu, kimdi bu, neydi bu, neydi bu" diye kafamda dolandı huizinga (o zamanlar internet de yok!). sonra bir gün konur sokak'taki dost'ta dolanırken (ne güzel kitabeviydin sen) çaaaat diye karşıma çıkverdi "homo ludens" (çok da güzel kitaptır, yıllar sonra Antalyaspor-Antalya'da Spor işini yaparken çok yararı oldu). huizinga muamması böylece çözüldü. "el medinetül fazıla" meselesini çözmek ise kitabı zaten bildiğimden, nispeten kolay oldu.

biliyoruz, bilinçaltı ne zaman kabaracağı belli olmayan bir denizdir. onu dinlendirmek mümkün olmayacağına göre bedeni, zihni dinlendirmek de bir alternatif olabilir. yine de esas olarak tatilin bir yanılsama olduğunu unutmadan...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...