22 Ekim 2007
iman atlayışı
insan hayatta bir şey olmayı seçer ya, bunun faydasız olduğunu gördüğü zamanlar da olur. faydasız derken, gereksiz değil; manasız (kendi içinde manalı ama kendi dışında manasız). halbuki mana peşinde koşarken bir şey olmayı seçersin. "iki yol var demiştin"; o olduğun şey olmaktan vazgeç ya da başka bir şey olmaya çalış o zaman...
ama insan mana peşinde koşarken sadece daha iyi, daha temiz bir insan olmayı, olabilmeyi düşündüğünden belki de manasız da gelse durduğu yerde durmaya devam eder. üstelik bunun sadece kendisini ilgilendiren bir mesele olduğunu da düşünerek. halbuki bazen sırf bunun için bile reveranslayıp terk etmek gerekir odayı; meseleler asla sadece seni ilgilendirmez.
tüm bunların üstünde, soğukkanlılığa dönersen, aslında her şeyin yolunu bulacak kadar zamana ihtiyacı olduğunu da kavrayabilirsin. nitekim iman atlayışı, zamana karşı ve aslında zamanı kırmak için yapılır. ve insan bazen durarak da atlayabilir. iman atlayışı için her durumda soğukkanlı olmak farzdır...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
"yüksek bir yere çıkın ve kendinizi bırakın ,yeri ıskalamayı başarırsanız uçuyorsunuz demektir" (douglas adams/otostopçunun galaksi rehberi)
aklıma direkt bu geldi, yazayım dedim...
sevgili sherlotte,
ama yeri ıskalamışsan, yerin dibine doğru gidiyor da olabilirsin sanki...
"ama insan mana peşinde koşarken sadece daha iyi, daha temiz bir insan olmayı, olabilmeyi düşündüğünden belki de manasız da gelse durduğu yerde durmaya devam eder."
Bu nasıl bir çalımdır..
---
"üstelik bunun sadece kendisini ilgilendiren bir mesele olduğunu da düşünerek."
Burada nasıl birden topa basılmıştır..
---
"halbuki bazen sırf bunun için bile reveranslayıp terk etmek gerekir odayı; meseleler asla sadece seni ilgilendirmez."
Bu nasıl bir goldür. Çatalın ağlarını süpürmüştür.
Tribünler şapkalarını fırlatıyor kafcamus'ye. Ağlamak istiyoruz sayın seyirciler, ağlayamıyoruz.
ama nereye doğru gideceğini yeri ıskalamayı denemeden bilemeyeceğinden , bırakmak lazım sanki kendini...
değerli fc,
tezahürat için şükran. beri yandan artık atak futbolunu bir kenara bırakıyoruz. ama sanılmasın ki biz defansif bir anlayışa sahibiz hayatta: tek forvetle oynayan takımlardan hoşlanmam, oynatanı da sevmem; çift forvetten vazgeçen bir insan değiliz. hatta kanatları eski günlerdeki "haf" olarak kullanıp forveti dörtleme yanlısıyızdır.
sherlotte,
cehennem belki de aşağıda değil yukarıdadır değil mi, gidip de gören olmadığına göre... öyleyse belki de cehennemin dibine değil de cennetedir yolculuk, bu da doğru:)
tabii ki...
neye inanıyosa onu bulur insan, ben neye inanırsam onu bulacağıma inanıyorum ya da :)
Yorum Gönder