03 Mayıs 2007

koşu bandı


koşu bandı denilen icada inanacak mıyız, inanmayacak mıyız? iki gündür bunun temel bir medeniyet sorusu olduğunu düşünüyorum. koca koca göbeklerimizle (benimki biradan), yağlı yağlı kıçlarımızla var olmaya çalışmanın haz deryalarında atılan kulaçlarla eş olmadığını nasıl bilebiliriz ki yaşamadan? ama tabii belki de koşu bandına çıkanlar sadece kendilerini iyi hissetmek istiyorlar. "koşmanın da sahtesi var işte" de denilebilir o ayrı.

"başka türlü bir dünya mümkün" lafına öteden beri gıcık olurum. her şeyin başka türlüsü mümkündür ama dünyanın değil; dünya esasen olduğu gibi kalır, sen başkalaşabilirsin elinden gelirse. başka türlü bir sen, ben belki mümkün olur ama işte kararımızı vermemiz gerek; koşu bandına çıkacak mıyız, çıkmayacak mıyız? iş burada bitse, çözmesi kolay olurdu elbette. o kararı vermek esas olarak göt/göbek isteyen! (ben? prensip olarak çıkmam koşu bandına. ama bir takım kararlar vermek için yeterince götlü göbekliyim. sanırım! emin değilim!)

1 Mayıs'ta Taksim'de, Kazancı'nın orada, polisin yuvarlağının içinde, tam the Marmara'nın önünde, kafamı kaldırınca koşan insanlar gördüm. bildiğin fitness salonu, bildiğin koşu bandı, bildiğin insan. bir yandan koşup bir yandan aşağıya bakıyorlardı...

8 yorum:

Friedrich Camus dedi ki...

İlerlenemeyen bir yolda arka veya ön yoktur. Önlerine bakarlar, mastürbasyon yaparlar.

Blog'N Roll listeme ekleyeceğim sizi efenim, bildireyim dedim.

kafcamus dedi ki...

muhterem f.c.,

blog'n roll nedir azizim? anlamayız biz öyle şeylerden fazla. ama iyi bi şey sanırsam..

Friedrich Camus dedi ki...

Yani sayfamda sol bölümde yer alan "Blog Turizmi" başlıklı linklere ekledim. Buna sex-rock-drugs alemi gençliği Blog'N Roll diye isim takmış, bari ben de kullanayım diye şeyettim.

Friedrich Camus dedi ki...

Yahu yine yırtık çoraptan çıkan parmak gibi bodoslama yorum yazıyorum. Lakin, bu yazı okudukça güzelleşiyor. Blogunuzun tamamını okudum, ancak şu yazının etrafında dönüp duruyorum.

Diğerlerinden değişik bu. Üslubu mu; yoksa başka bir şey mi diye düşünüyorum. Karar veremiyorum. Şaftıma tabanla kaydınız mirim.

kafcamus dedi ki...

azizim,

güzel sözlerinize teşekkür edeyim elbette. lakin siz, tabanın üstünden atlayabilecek bir genç oyuncuya benziyorsunuz. yapabilirsiniz evet...

Nisa dedi ki...

Koşu bandı şöyle birşey yapıyor olabilir:

Siz normal yolda yürürken yol ilerlemenize direnç gösterebilir (gayet soyur bir ifade bu kısım) fakat bunun yanında geri gitmenize bir dahli olmaz. Koşu bandı ise sizi geri harekete zorlar ve bu da kasları hırpalayabilir, kemikleri de tabii.

Friedrich Camus dedi ki...

Tabanın üstünden ancak atlayabildim.

Sanırım, böyle bir yazı daha yazabilmek için; size bir tane daha olaylı 1 Mayıs gerekiyor mirim.

Batılı ve Bloglu dedi ki...

Koşu bandı denen naneden ben de aldım bir tane. Ama ben koşmadığımdan "yürüyüş bandı" diyorum kendisine. Adını bu şekilde kullanmama rağmen, 1 Mayıs ya da başka vesilelerle yapılan yürüyüşleri çağrıştırmadı bana ismi hiç. Ve ben onun üzerindeyken "hamsterlar" aklımdalar hep. :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...