Amadeus'a gittim öğlen. film olanı benim için pek özeldir. zira sinemaya gittiğim ilk filmdir kendisi. sonra televizyon gösterdiğinde videoya çekmiştim, defalarca seyrettim. replikleri ezberlemiştim neredeyse. hayatımızdaki Mozart meselesinin kökü budur.
oyun... iyiydi. tabii filmle kıyaslamıyoruz. ama yani neydi filmin esas başarısı? müziğin başrolde olması. oyunda müzik pek zayıf, pek ekleme idi. neyse...
Sihirli Flüt siparişini veren arkadaşı Mozart'a sorar: "tamam mı?", "tamam", "peki nerde mal?" "burda" der adamımız şakağına bir-iki kere vurup, "hepsi burda". ne zaman bir yazı kurmaya başlasam hep bu replik gelir aklıma. yazı yazmıyorum ama şimdi aklıma geldi. (yok oyundan gelmedi, öylesine geldi. zaten oyunda bu repliği geçiştirmişlerdi.)
"sanat insanı" modunu kapayalım. önümde oturan ikide bir cep telefonu açıp ışığını gözüme sokan kadının kafasına arkadan bi tane koysa mıydım acaba diye düşünüyorum hala...
*Roll'un Mozartlı bir sayısı olmuştu, ondan çaldım başlığı. gerçi onlar da
Falco'dan çalmışlardı.
2 yorum:
vursaymışın...
ya da ne bilim bi kıllık yapsaydın. kulağına eğilip ayıp oluyo falan deyip..
ben hazzetmem arkadaşım öyle ikazlardan falan. kocaman olmuş belli bi yaşa gelmiş daha hala ikaz edeceksek. direkt girişmek lazım(dı). o da sanat ortamına uymaz dedik.
ben melankolinin zeki, çevik ve ritmik olanını severim o da ayrı...
Yorum Gönder