06 Mayıs 2012

"yok yere öldürüldüler”



Şekibe Hanım’ın gözleri doluyor hâlâ “çocukları” andıkça. “Yok yere öldürüldüler” derken, otuz iki yıldır duyduğu acının izleri beliriyor gözlerinde. “Deniz, kabına sığmayan, cıva gibi bir çocuktu. Ama o heybetli görünüşünün arkasında ince ruhlu bir çocuk vardı. Hüseyin, hep geride durmayı tercih etse de içlerindeki teorisyen oydu. Müthiş bir bilgiye, zekaya sahipti. Yusuf ise nispeten ufak tefek olmasına rağmen oldukça atılgan biriydi. Kolay kolay bir şeyden çekinmezdi. Üstelik uçak da dahil olmak üzere akla gelebilecek her türlü aracı kullanabilme gibi bir özelliği vardı.”

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın avukatlığını yapan Halit Çelenk’in karısı Şekibe Çelenk, Yusuf’un bir gömleğini, Sinan Cemgil’den Deniz’e kalan o meşhur parkayı saklıyor eski bir bavulun içinde. O parkaya baktıkça, “çocukları” hatırlıyor; Çelenk ailesini ziyaret edişlerini, ateşli konuşmalarını, duruşma günlerini, hapishane günlerini, idamlarını, gençliklerini... Ve bir kez daha “Yok yere öldürüldüler” diyor Şekibe Hanım, parkayı bavula koyarken... 
(Birgün, 7.5.2004)

 
P.S.:Birgün'de gençlik sayfasını yaptığımız zamanlar... zaten hemen akla gelen Halit Çelenk'le değil Şekibe Çelenk'le konuşmak daha iyi bir fikir gibime geliyor. Şekibe teyze biraz hasta ama yine de "Tamam" diyor. çok fazla konuşmuyor, bildik şeylerden söz ediyor. yeni bir şey yok... (zaten o yüzden söyleşi gibi değil, haber olarak veriyoruz eldeki malzemeyi). derken "Sana bende kalanları göstereyim" deyip yatak odasına gidiyor. bir bavul... bavulda Deniz'in parkası, Yusuf'un -yanlış hatırlamıyorsam mor renkli- bir gömleği... fotoğraf çekmek için salonun ortasına güzelce yayıyoruz. Şekibe teyzenin gözleri yine doluyor. ben de bir acayip oluyorum parkayı elimde tutarken. hayatın "özel günler" listesine atılmış bir büyük çizik...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...